30.9.09

Kendin İçin Yazmak

Ne zamandır yazmak istiyordum...taa 9. sınıftan beri...Lİseye yeni geçmiştim,heyecanlıydım.Yeni arkadaşlar,yeni ortam,yeni öğretmenler,zorlu dersler...Güzel olacak sanıyordum,tabii ki yanıldım.
Ama konu o değil şimdi.Yazmayı bırakmıştım.Ortaokulda yazardım.Öyle Türkçe derslerinde, "Hadi bakalım 23 Nisan konumuz. " yazıları değil, kendim için yazardım. Onları da yazardım tabi; ama kendin için yazdığın yazının tadı bir başka oluyordu. Akar gider kalem tutamazsın. Oturup ne hakkında yazacağım, diye düşünmezdim. Hatta yazmak gün boyu aklıma gelmezdi. Can atmazdım yani; ama kalemi elime aldığımda yazan ben değildim artık kalemdi. Bir gayretle başladığım yazı bir bakarım bitmiş önümde duruyor.
İnanılmaz gelirdi bana; çünkü ne yazdığımın bilincinde olmazdım.Tabi bu özelliğim Türkçe sınavlarında inanılmaz işime yarardı. Mehmet Akif Keskin, ortaokul Tükçe hocam ve beni yazmaya teşvik eden yegane insan, sınavlarında sürekli kompozisyon, ki kendisi bu sözcüğü hiç sevmez, yazdırırdı. Ben sınavın başında konuya bakar ve "S.çtık" derdim. Zira kendisi öyle kolay konular vermezdi; ama sınavın dilbilgisi kısmını yapıp yazım bölümüne geldiğimde, kalemim devreye girerdi resmen ve 10 dk.lık bi zamanda 6 paragraf yazı verirdim. İnanamazdım ama oluyordu.
Liseye gelince yazmayı kestim.Niye bilmiyorum. Belki de kesmemeliydim. Yıllarca yarışmalar için peşimizden koşan edebiyat hocalarımdan özür diliyorum; ama öyle konu olunca yazmak gelmiyor içimden. Aynı bu yazıda oluğu gibi doğal olmalı. Konu,tür,sözcük sayısı...bu tür sınırlamalar olmamalı bence yazıda. Kendin için yazmalısın. Emin olun böylesi daha güzel...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.