6.1.14

Yılbaşı-Eskişehir

"Yazmayalı yine bir aydan fazla olmuş blog ki bence buna da şükretmek lazım. Bir ton koşturmaca arasında zor vakit buluyorum buraya (Evet,tamam. Ben de yemedim. Haklısın.)

Sağlık,mutluluk,huzur bla bla girmeyeceğim lafa. Zira bundan 2013 için de ondan önceki için de ve ondan önceki..."
diye kalmışım son yazı taslağımda blog...Şu an o kadar yorgun o kadar yorgunum ki gözlerim durduğu yerde kapanıyor ama geldi bir kere lanet yazma isteği ondan engel olamadım yazmaya devam edeyim dedim. Neden yorgunsun dersen? Sabah 8.40tan beri 8 saat ders dinledim. Üzerine TUS dershanesinin dersi de eklenince 12 saattir non-stop ders dinliyorum blog ve beynim yandı sanırım az önce. Resmen yanık kokuları geliyor burnuma.

Neyse..Devam edelim. Dediğim gibiher yıl aynı şeyleri diliyoruz da hemen her yıl bir öncekini aratır nitelikte blog. Sence de öyle değil mi? Gerçi 2013'ü hayatımda bir kara leke olarak anacağım orası kesin. Hayatımda keşke olmasaydı dediğim yıllardan; lanet olsun ki ablamın evlendiği bir yıl filan...Azıcık oradan kurtarıyor. Yoksa sileceğim yani kafamdan. Umarım 2014 selefinin izinden yürümez de az güldürür yüzümü.

Peki yeni yılda ne yaptım blog? :D Eskişehir'deydim! Ev arkadaşımın ailesini ziyarete gittik. Şimdi in san doğal olarak soruyor: Mal mısın çocuğum? Neden İzmir'e biricik aileni ziyarete gitmedin? diye ki haklı bir soru kanımca. Ancak işler planladığım gibi değildi. Yoksa ben de istemez miydim ailemle geçireyim yeni yılı. Ama işte kader...Zaten 9'daki trenine 20.10'da evden çıkmak üzere hazırlanan arkadaşımın ısrarı ile son anda karar vererek gittim ki perşembe günkü laboratuvar için geri dönecektik. Ama sonra noldu ne bitti bilmiyorum bir baktım cumartesiye kadar oradayım. Laboratuvardır,derstir...Öyle böyle satmadım! Hepsi uçtu gitti. Sonra da işte böyle TUS dershanelerinde "belki aklımda bir şey kalır." umuduyla derslere koşuyorum işte. Hiç de öyle pat diye bir şey yapan biri değilimdir. Oturur,planlar öyle giderim vs. ama işte oldu. Eh haliyle anneden de yedik fırçayı "Madem satacağın vardı neden İzmir'e gelmedin?" diye...Haklı tabi kadın. Ama işte...

Yılbaşında sakin standart bir Türk ailesi kıvamında girdik 2014'e...Reyhan Teyzeciğimin enfes yemekleri ve profiterolü eşlik etti bize. Gecemizi de Cem Yılmaz ve Tolga Çevik şenlendirdi. Bildiğin aile yılbaşısı işte :D

Ama tatil yapmaya da gitmedik tam. Oğuzhan Kadın Doğum sınavına ben de derslerime çalıştım. Hem de Anadolu Üniversitesi kütüphanesinde! ALLAHIM O NASIL YER YA!

Resmen aşık oldum blog. Bizim kütüphane halt etmiş yanında! Tekli çalışma odaları,çoklu çalışma salonu,manzaralı masalar,tekli bölmeli masalar,raf raf yüzlerce her konudan kitap! Ve asıl bayıldığım gazete arşivleri! Hemen her gazetenin her sayısının bulunduğu arşiv! Cilt cilt,çarşaf çarşaf! Oturup 80leri 90ları okudum gazetelerden...O yılların olaylarını gün gün okumak çok tuhaftı,çok hoştu. Kütüphanede çalışan arkadaşımızın da torpiliyle güzel bir gün geçirdik. Liseden arkadaşım Selin'le karşılaşmam da çok güzel bir tesadüftü. Gerçi pek tesadüf sayılmaz zira sosyal medya karşılaşmamıza ön ayak oldu :D

Kütüphanesinin yanında kampüsüyle de beni kıskançlığımdan çatlattı üniversite o da ayrı mevzu.


Şimdi ise o sattığım derslerin acısı burnumdan geliyor. Konularımı yetiştirmeye çalışıyorum. Endokrinden de 59 aldım...Amfi ortalamasının 52 geçen seneki notumunsa 39 olduğunu düşünürsek fena değil bence...

Eh sanırım bendeki havadisler bu kadar...Aslında vardır da yorgunluktan beynim durdu aklıma gelmiyor büyük ihtimal. Ama söz gelecek sefere arayı bu kadar uzatmayacağım blog.

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.