26.1.11

TUS Dediğin Nedir Gülüm, Gelsin Onun Elinden Ölüm

Komiteye son 2 gün sayın izleyen...Yusuf yusuf'un dibine vurmuş durumdayız bizler ki sanmayın ben bu "yusuf yusuf forever" güruhunun dışındayım, tam tersi o güruhun kuruculuğunu üstlenip grubun vizyonu misyonu bölümlerini yazan kişiyim.Başkanım bi yerde.

Tamam, sulandırmayalım. Efenim şuradan ve şuradan bildiğiniz üzere bendeniz birinci komitede deyim yerindeyse - hiç bu kadar yerinde olmamıştı bu deyim- sıçtım! Vurgun yedim, örselendim,hor görüldüm, dağıldım, derbeder oldum, hayal kırıklığı yaşadım, depresyona girdim ve bir dolu daha umutsuzluk yayan kelime....

Geçen komitedeki başarısızlığı organik kimyaya- lanet olsun ona!!!!- ve ÖSS-YGS-LYS sisteminden -ki onlara da lanet olsun!- gelmiş şu bünyemin çözecek soru bulamamasına bağlamıştım. Ki bence hala öyle;ama durun burayı anlatmadan önce size tıp fakültesindeki işleyişi anlatayım.

Efenim, burada ilk günümüzde birinci sınıfta  - yaa daha körpeyiz, toyuz, çömeziz-  bize abilerimiz ablalarımz(!) dediler ki "Kitap almayın.Derslere gitmeyin. Notları okuyun, çıkmış sorulara çalışın. Yeter. Oh mis!"  Bizde tabi bi gözler kaydı, bi hülyalara daldık. Aslında ben dalmadım. Her derse gittim filan. Ama konumuz bu değil.

Burada bahsi geçen notlar...

İşte onlar iki kırtasiyenin ölümcül rekabetine istinaden çıkan hayat kurtarıcılar. Bunlara çalışıp düşük not alıyoruz öyle düşünün =D

Aman uzattım.Asıl konuma geleyim. Bu kırtasiyelerden biri -ki favori kendisi- işte bu gördüğümüz konulardan sorular filan çıkarmış; çalışsın çocuklar, maksat ülke tıbbına katkımız olsun fikr-i edasıyla(!). Aldık. Geri kalır mıyız? Kalmadık.

Ve diyorum ki iyi ki yapmışım. Allahım allahım, nasıl bir mutluluktur o, anlatamam size. Çözüyorum çözüyorum neşeleniyorum. Nasıl mutluyum nasıl...Sürekli suratımda salak bir sırıtış var yani o derece ve eğer şurada şu lanet YGS-LYS sistemine çalışan varsa şu yazıyı okuyan, yeminlen kıymetini bilin o soru bankalarının kuzucuklarım derim kendilerine.

İşte o soruların sonunda bi de çıkmış TUS soruları var. Ben onları çözdüm. Kolaylar. Cidden kolaylar ve çok salaklar. Hep aynı şeyi hem de ardarda senelerde sormuşlar. Hani ÖSS'de bile yapmıyorlar bunu.

Sen bunu görünce aldı mı bende bi TUS'u küçümseme, "Hıh! O da neymiş öyle,elimin kiri" modu. Çözüp çözüp daha bir neşeleniyor, çözüp çözüp daha bir küçümsüyordum ki sağımda anatomi çalışan 4 sınıfı, solumda patoloji bakan 5. sınıfı gördüm ve anladım.


TUS da bize girecek.... =(

19.1.11

Doğdum,Hasta Baktım,Hediye Aldım,Mutlu Oldum.

Yaşlanıyoruz blog =P

Bir yaşıma daha girdim =D Öyle ilginç bir olay karşısında girileninden değil ama. TC. nüfus cüzdamında yazan ve de annem tarafından bizzat doğrulanmış tarihe gelmemize tekabil bir yaşıma daha girdim ki daha kısa adı "doğum günü" o tarihin =)

Artık "10"lu yaşların dışına çıktık. "Geç ergenlik"teyiz klinik değişle-hatta "çok geç ergenlik" ki bu daha gerçek hayata atılmaya kadar devam edecek ki bu da ergenlikten 26 yaşında çıkacakmışım gibi bir izlenim veriyor ki bu korkutucu nazarımda.

Günüm süper geçti blogcum. Kimin sayesinde? Tabii ki arkadaşlarımın =) Kıyamam yaa! Şu komite stresinin bünyelerimizi allak bullak ettiği; her türlü boş ders, öğlen arası, dolmuş yolculuğunu filan not okumakla geçirmek yerine kalkmışlar pasta neyin almışlar. Yetmemiş uğraşıp posterler neyin çizmişler. Canlarım benim yaa =D Bak sevgi patladım şu an. Lady Gaga'dan gelsin "love love love"
Kendimden iğrendim.Neyse...

Hediye de almışlar yaa. Ve ben o hediyeleri görünce vuruldum! Resmen vuruldum yaa! Resimde de görüldüğü üzere; artık bir adet Hacettepe mutfak önlüğüm, Hacettepe fırın eldivenim, House İzleme Kılavuz'um var. Bunlara ek olarak da yurt arkadaşlarımın aldığı mouse ve kulaklık var ki mouse kullanmamaktan artık mouse'a yabancılaşmış elim resmen bayram etti. Kulaklığımın ise 15 mt. bir uzunlukta olmasının avantaj mı yoksa dezavantaj mı olacağını üzerimde her zaman hain emeller gerçekleştirmiş olan "kader"ime ve suç ortağı olan  "zaman"a bırakıyorum.

Onun dışında bir de bugün hasta görüşmem vardı. Hatırlarsınız şuradan, daha önce yazmıştım. Hah işte onun ikinci görüşmesi. Zaten vücüüüdümde endorfin tavan yapmış, mutluluktan forever modda kopuyorum. O yüzden hasta görüşmem de çok iyi geçti =) demeyin keyfime yani...

Efenim bu seferki hastamız -eşek sıpası- sen 6 ay önce ev taşı. Sonra da beli ağrısın. E tabi ağrıyacak! Senin değil de benimki mi ağrıyacak. Ama kendisi diğerinin aksine pek bi konuşkan pek bi sempaaatikti ki benim de enerjimle birleştirince ortaya 2 dk'lık süper bir video kaydı çıktı.

Geçen seferki yanlışlarımı yapmadım. Geçen sefer unuttuğum şeyleri bu görüşmede yaptım; ama ortada bir sorun vardı. Bu sefer de geçen görüşmede doğru olanları yapmadım. Olayı hastaya özetlemedim; ama ,hastacım sağ olsun, çok iyiydi. "Kesinlikle gelirim böyle bir doktora." şeklinde bir geri bildirim verince artık içimde kelebekler uçuşuyordu, böcekler güzeldi, bahar gelmişti, cennet ayaklarımın altındaydı.

Günüm süperdi anlayacağınız. Bakalım bu süperlik bir gıdım olsa da yarınki İngilizce sınavına yetişecek mi? Allahaam n'oolur yetişsin, lütfen Yarebbim yetişsin.Yüksek aliiim İngilizceden. Dinimiz amin....

Not: Hasta no 1! Gör de feyz al! Bak çocuk nası konuşuyo! Sen sustun! Beni de gerdin! Peh!

Not 2: Hasta no 2.Aferin arkadaşım. Şöyle konuşkan ol, canımı ye. Çok teşekkür ettim geri bildirimine. Kal sağlıcakla.

16.1.11

Arkadaştan MİM aldım,Gel Bize Bazı Bazı...

Arkadaşımın blogundaki mimi halka arzetmesi üzerine ben de üzerime alındım ve yanıtladım soruları. Buyrun bakalım =)

1. Kaç yaşındayım?

20 Yaşındayım. Hatta kas sen onu 21 yap. Zira 19  günden 1 yıl kaybediyor şu bünye ki bu koyuyor insana bildiğin. Arkadaş grubumun en yaşlısıyım ya!Yuh!
 
2. İsmimin son harfi?

Yanıtlamam gereksiz gerçi ama görüldüğü üzere "R" Damn prosedür!


3. En sevdiğim renk?

Aslında mavi-lacivert tonları;ama yeşil bana daha çok yakışıyomuş ki yeşili de severim yani.Bi de herkesin aksine turuncu. Millet turuncu sevmiyo deliriyorum yaa! Çok ezik kalıyo o renk. Ama zevk-renk diyrekten susuyorum,içime atıyorum.

4. Kilom?

Iııı...şeyy..Tamam tamam 97.  5 kilo vermişim ama bu da bir şey =) Göstermiyorum di mi?

 5. Boyum?

Bayağıdır ölçmedim aslında ama 1.72 gibisinden spesifik bir şey sallayayım; ama emin olamadım =/

6. Ailenin kaçıncı çocuğusun?

Şimdi teoride 2 ama bu konuda çeşitli spekülasyonlar var. Ablam ve bir de çift yumurta ikizim var. Olay şu ki güvenilir kayıtlara göre-ki annem kendisi- ben 20 dk. önce doğmuşum; ama nasıl öyle direkt dakika veriyor anlamadım. Yani emin olamıyorum. Ama ben büyüğüm yaaa! 2. yani =)

7. En sevdiğim şarkı?

Bir değil çok var.Ama sıkılmadan "Sunrise Avenue- Fairytale Gone Bad" dinleyebilirim. Işın Karaca,Sertab Erener dinlerim.90'ların tutkunuyum. -Soruya bak yanıta bak! Teallaam!!!

8. Esmer mi sarışın mı?

Esmer.Net! Ama kumral da olur. Aha!Net değilmiş.

9. Sigara kullanıyor muyum?

Hayır! Kullanana da hiddet ve şiddetle karşıyım.İğrenç,mantıksız bir şey. Git bi şişe çamaşır suyu iç aynı şey. Sadece diğeri daha yavaş etki ediyo.


10. Alkol kullanıyor muyum?

Arada sırada =)



11. Çayı fincandan mı içerim, bardaktan mı?

Yurt şartları, okul şartları derken kupa ve kağıt bardak. Ama evdeysem direkt ince belli; ama büyük bardaktan içerim. Ders çalışırsam kupamda içerim.-İnekli bardağım kırıldı ama ='( -

14.1.11

Okumalık...

Yine normal insanların oturum organlarında pirelerin halay çektiği saatlerde yakaladı ilham perisi şu gariban bünyeyi sayın izleyen .Allah allah,cümleye bak.Sanat yapıcam diye k*çını yırtmış yazar cümlesi yemin ediyorum; ama konumuz bu değil.Şşşş!

Aslında konumuz da yok yani, öyle "okumalıh" bi yazı yazayım dedim gecenin köründe -gecenin körü?-

Öncelikle iyileştim sevgili okur. Yani dokularım birbirleriyle anlaşmaya başladılar. Gerçi burun mukozasında ufak tefek anlaşmazlıklar oluyor, olmuyor değil ama en azından ses tellerim bana biata geri döndüler.

Efenim,malumunuz -nerden malum olacak ama di mi? Neyse - okullarda bi finaldir bi sınav havasıdır aldı başını gidiyor ki şu noktada etrafta etekleri tutuşan öğrenci populasyonu artmakta. Ama bir güruh var ki gözlerden uzak.Aman aman evlerden ırak. Kimler mi bunlar? Hazırlık sınıfı öğrencileri!!!

Bitti! Bitti oğlum lan! Oda arkadaşım hazırlık okuyan şahsiyet,dün akşam topladı bavulunu,pılısını pırtısını evine gitti. Hemi de 40 küsur günlüğüne. 40! Oha! Benim tatilim hafta sonunu saymazsan 11 gün lan! Şaka gibi! Ama işte,giden gidiyor ve sen de mal gibi bakıyosun arkasından hasetin içinde.

Onun dışında bu haftadan bahsedelim biraz. Bu haftanın en heyecanlı olayı sanırım şurada bahsettiğim hasta görüşmemin kayıtlarını izlememiz. Bu oturumda videoları izleyip birbirimizi "Olmuş olmuş.Daha ne canım" "Güzel olmuş yaa, yeterli bence." "E ama hasta dandik!" şeklinde yağlama ve avutma içerikli konuşmalar eşliğinde eksiklerimizi gördük(!) Ve ortak karar şu: Benim hastam psikopat.

Adam sırf bende değil, diğer hiçbir doktorda -Allah söyletti valla- konuşmamış. Hele bir arkadaşa baş hareketleriyle filan cevap veriyor.O derece. Benim videoyu görmelisiniz ama!!

Zaten kaçırmışım kaydımı,sonradan yalvar yakar almışlar beni.Ben daha ne yapacağıma karar veremeden sen adam soktu beni palas pandıras odaya ki videonun başındaki o deli dana misali ortalıkta kalem kağıt aramam
hocanın dikkatinden kaçmadı.

Nasıl uzun video nasıl uzun! 7-8 dk! Milletin 3 dk civarlarında olduğunu düşünürsek bayıldık izlerken,bitsin artık noolur diye. Ne sormuşum adama ama bi görseniz. Bildiğin beyin tümörü tanısı koyucam,o derece.

Bi salaklığımı da farkettim.Onu bari yapmayayım haftaya. Adama ilaç kullandın mı diye sordum o da "Hayır." dedi tabi. Sonra birkaç soru daha...Sen yine ilaç kullanıp kullanmadığını sor ben! Allahtan hemen çevir sen onu, reçetesiz ilaç diye -işte vermidon olsun,aspirin olsun filan diye. Öyle yırtmışım.Yoksa rezil yani.

Bi de sonunda kısa oldu biraz demiyo muyum! Al, baltayla kes beni!

Bakalım gelecek haftaya n'olcak? Bu sefer bilmediğimiz bir hastalıkla gelecekler ki bakalım iletişimi her noktada tutabiliyor muyuz? Son görüşmemde samimi ol demişti. E ben de sarılıp yanaklarından şapur şupur öpmezsem!!

8.1.11

BÜNYEME AÇIK MEKTUP!!!

Sevgili bünyem, vücudum,sistemim,organizmam ve bilimum adını teek teek tek sayamadığım organ,doku ve hücrelerim.
Öncelikle 19.01.1991 tarihinde şu dünyaya beraber gözlerimizi açtık ki bilirsiniz bundan önce 9 ay 10 günlük bir mazimiz de vardı. Yani etti mi sana kabaca 20 yıl 9 ay 10 gün.  Şimdi, normal bir insana sorsan bu süre iki insanın dostluk mertebesine erişmesi için yeter de artar ki bunun için birlikte zaman geçirmeleri gerekir. Düşünüyorum da ikimizde her ikisinden de fazlasıyla var. Yani sürekli beraberiz. Eh, ben şahsen kendi adıma bu beraberlikten mutluyum. Gerçi - şu noktada kırılmasınlar ama - sevgili yağ hücrelerimin bu beraberlikte yer almasını istemiyorum; ama konumuz bu değil.
N’oldu? Bunca yılın ardından, geçirdiğimiz onca zorluk ve arbedeye rağmen niçin boğazımdaki epitel olsun, kas olsun ve bilimum adını bilmediğim; ancak fazlasıyla öğreneceğim dokularla bir araya geldiniz de şurada komite sınavıma 3 hafta kala hayvan gibi ders çalışmam gerekirken beni yarı yolda bıraktınız?!
 Hayır, neyiniz var anlamıyorum ki! Size iyi mi bakmıyorum!? Bundan mı şikayetçisiniz? Dinlemiyor muyum? Neyinizi eksik ettim de o hain boğaz epiteliyle bir araya geldiniz de beni; grip,soğuk algınlığı, faranjit vs. gibi hastalıkların pençesine sürüklüyorsunuz şu dar zamanımda!!
Hiç mi emeğim geçmedi sana ha burun? Seni hep temiz tuttum. Ne istedinse yaptım. E vitaminli mendillerle sildim. Bu muydu bana yapacağın!!  Ya size ne demeli ağrıyan kaslarım? Siz neden uydunuz bu harekete? Efendim?
 Sen boğazım!! Hele sen! Şu dokularım arasında en çok seni sevdim. En çok seni kullandım! Bu muydu bana yapacağın ha!?  En kral şeylerle besledim seni ki bunu yağ hücrelerimi memnun etme pahasına yaptım. En güzel yerlerde, en iyi insanlarla konuştum seninle. Bu muydu bana yapacağın!? Ya ses tellerim? Siz nasıl uydunuz bu hainlere! Bari siz beni terk etmeyeydiniz.
Size şu stresli, ders çalışmam gereken anlarda diyeceğim tek bir söz var. Yazıklar olsun!!!

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.