13.8.10

Tatil Fiyaskosu ve Başarı Hikayem

 Döndüm =) Geldim o bitmeyen tatilimden blog. Hemi de amele yanıklarımın üzerine bir sünger çekerek. Artık,kırmızı-bronz tonlarda kulunuzum şu vakit.
Döndüm,döndüm ama başıma da gelmeyen kalmadı blog. Şu dört gün neler oldu neler ki hemen yazayayım da rahatlayayım.
Her şey geçen cumartesi başladı. Ben evde her zamanki gibi gayet normal günümü yaşamış,caaanım ailemi beklemeye koyulmuştum. Anam,babam,kardeşim geldi ki ardlarından ablam damladı ve yüzünde de kocaman bir gülümseme...Ne dese beğenirsiniz? "Tatile gidiyoruz!!" Biz doğal olarak bildiğimiz bir şey olduğundan "Eee,biliyoruz.Didim bizi bekliyo." filan dedik ve ablam haberini patlattı."Didim'e deeiillll.Gümüldür'e gidiyoruz." Hoppalaaaa!! Nerden çıktı şimdi bu? Hani Didim'di. Hani hep gittiğimiz oteldi. Hani cıstak cıstaktı.

Efenim,olay şudur ki ablam,canım ablam, garib ablam,çilekeş ablam geçen hafta bir arkadaşı tarafından Ayvalık'taki kampa davet edilmiş,çadır kampında gayet iyi eğlenmiş,tesisten pek bi memnun kalmıştı. Bunun üzerine araştırmış ve bize ona benzer bir kamp yeri bulmuştu. Böylece konaklamaya minimum,eğlenceye maksimum  para harcayacaktık.
Hazırlandık. Bavullar,torbalar,çantalar ne var ne yok tıktık. 4 gün gidecez sözde ;ama gören evi terk ettik sandı. Eğer olacakları bilseydim yeminlen bi şort bi tişört giderdim!!!
Garaja vardık. Gümüldür otobüslerini bulucaz, diodum ki Gümüldür dolmuşlarını bulduğumuzu farkettim!! Dolmuş!Minik,ufak,minnacık,küçücük ve boyutla ilgili her türlü küçültme ekini alan kısalık belirten sözücükler.

Klimayı bırak, havalandırmayı geçtim, camları açılsa bari! Yanıma da oturdu  mu sana bi yarma! Hem de ne yarma ki düşünün beni cam kenarına sıkıştırabilecek boyutta! Beni...beni beni...100 kilo adamı!( Bak orda beni'de bihter sesi var ;) )
Bi de oturduğum yer güneş mi sana! Hoppaaa! Baygınlıklar geçire geçire çıktık yola. Gaziemir'e geldiğimizde de adam ağzına kadar dolu dolmuşa da adam almaya devam etti yaa!! Üstüste gidiyoz böyle sardalya konservesi gibi! Hava alamıyoz! Neymiş efenim,camı açarsa çocuklar hasta olurmuş terli terli! Lan kadın deli etme beni aç o camı! Cinnet geçirecem sonra hastalancak çocuk kalmıcak ortada!
Velhasıl kelam,şu stresli yolculuk için 3 kişi 27 lira ödedikten sonra o IQ'su 0-15 arası giden gelen şoför tabii ki de bizi yanlış yerde indirdi!!!İndirmese şaşardım!
Neyse telefon edildi Fikri Bey(!)'e ki yeri tarif edilsin de bulalım diye. Bu arada gideceğimiz yerin adı da Fikri'nin Yeri.
Adamın bize söylediği bir tek şey yok ortalıkta! Ne tansaş, görebiliyoruz ne denmar ne de herhangi bakkal dahil bi alışveriz merkezi.
O kadar eşya ile sürüne sürüne, diller dışarıda bi yere vardık. Direğin tepesinde "Fikri'nin Yeri" tabelasını görünce çölde su bulmuş bedevi kadar sevinmiştim ki vurgunu yedim!!!
Hem de ne vurgun! Ablamın,canım ablamın,garib ablamın, çilekeş ablamın bize bulduğu yer kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir yerdi. Anlatılmaz,yaşanır bir yerdi. BERBATTI!!!!
Hayatımda gördüğüm en iğrenç yerdi! Fikri bey(!) ise hayatımda tanıdığım muhtemelen en berbat insanlar listesine hayli yüksek basamaklardan giriş yapmıştı! Evet 5 yıldızlı hotel beklemiyorduk tabi de bu kadarı da olmazdı ama!! Mutfak dolap var dediği kampın ortasındaki naylondan yerdi -ki etrafındaki tabak çanaktan anladım- Dolap dediği de barakaların önlerindeki paslı aletlerdi!!!Duş-banyo filan anlatmaya içim elvermez, veremez. Size bu kabusu yaşatamam sözcüklerle! Fikri Bey bi de utanmadan "Ee, insanlar mangal yapmaya geliyorlar." filan diyordu ki höh, dedim höh! İnsanda mide olur.Bu mu yani.

E tabi oradan kaçar adım uzaklaştık .Tabi hedefimizde ablam vardı. Yazık dokunsan ağlıcak modda. O ne bilsin böyle olduğunu.Safım, telefonda ne demişlerse inanmış. Nerden bilsin duşun ordaki bidon olduğunu.Veya dolapların tenekeden bozma paslı aletler olduğunu.

Neyse biz naapalım ne edelim derken tekrar Didim'de karar kıldık ve İzmir'e geri döndük. Dönüş gelişe göre daha sakin daha insancıldı. Kalabalık değildi dolmuş ve camlar filan püfür püfürdü.

Ablamla dalga geçerek de bayağı eğlendik =)

İzmir'e döndükten sonra tekrar otobüse atladık. İstikamet didim!. Tabi Pamukkale'nin o güzelim neoplanları cennet kaldı o dolmuşların yanında =D Film izleye izleye gittik ki ne oldu demeye varmadan Didim'deydik.

3 yıldır kaldığımız otele vardığımızda saat yediydi ve 4 günlük kısacık tatilimin 1 günü yollarda geçti.

Bunlar dışında tatil şahaneydi =) O club senin bu club benim gezdik de olan benim kulaklara, gözlere oldu. Su kaçan kulağım zaten sağırlığa meyilliydi. 4394894 desibel ortamda iyice gitti. Çözünürlüğü 0'a yakın olan gözlerimse o lazerli,flaşlı ışıklarla eksi piksellere düştü. Club en çok kardeşime yaradı,zira bi an bile yerine oturmadı hırtapoz! =)
Veee asıl bomba,bu sabah kahvaltıdayken ordaki bir konuşmaya kulak misafiri oluşumla geldi.
"Yerleştirmeler açıklanıyomuş bugün."
"Yaa evet seçil naaptı acaba?"
Hönk :S Ben bi kaldım. "Nası yaa? Gelecek cuma diil miydi?" derken ablamdan doğrulama geldi ki o da gazetede görmüş. Nasıl o bilgisayarı açtım nasıl girdim bilmiyorum ki evvet bee!!! Hacettepe kastamonu tıp kazanmışım!!

Nasıl sevindim nasıl sevindim anlatamam. Ayaklarım oturma organıma vura vura çıktım odaya ki telefonlar da gelmeye başladı. Tebrik edenlere çok teşekkürler =)



                         Böylece dönüş yoluna girdik ve şimdi evimdeyim.Home sweet home...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.