1.8.14

Kemik Torbası...

Çok önceden bir kitap okumuştum. Stephen King'in...Sevmem aslında Stephen King'i. Yani en azından o kitabından sonra sevmemeye başlamıştım. Kemik Torbası...
Ondan önce "O" kitabını okumuş ve bir kitaptan ilk kez korkmuştum sevgili blog ama konumuz bu değil.

Neden Kemik Torbası'ndan bahsederek başladım anlatayım: Kitap yazarımız Michael Noonan'ın karısını kaybetmesi ile tabiri caizse hayata küsüp bunalıma girmesini ve bu yüzden de hiçbir şey yazamamasını yani yazarlara özgü "Duraklama Devresi'ne girişini ve ardından yazlık evine taşındıktan sonra bir dizi garip olayı anlatıyor. Tabi hikayenin benle ilgili olan kısmı anladığınız üzere "bir dizi olay" değil "Duraklama Evresi." ; çünkü bendeniz bu yıl içinde bu duraklama devresi olayından fena halde muzdariptim ki yazılarımın tarihlerini takip ederseniz ne demek istediğimi net bir şekilde anlayabilirsiniz. Sebebi de tabi ki tahmin edebileceğin üzere dönem 3'te kalmak.

Çok kez geçtim parlayan ekranın karşısına. Açıp boş sayfaya baktım, yazdım sildim, yazdım yayınlamadım. İstemedim içimdekileri dökmek bir çırpıda ya da yapamadım. Yetersiz geldi kelimeler. Çok zor geldi hissettiklerini,düşündüklerini yazamamak. Anlatamadım derdimi boş sayfaya. Daha da delirdim.

Neyse ki geçti. Ve ben öğrendim. Haksızlıklara maruz kalmanın ne olduğunu gerçek anlamıyla öğrendim. Ve insanların yüzsüzlüğünü de. Yüzüne gülüp de arkandan neler yapabilecek potansiyelde olduklarını çok iyi anladım. Bundandır ki yılın ilk yarısı benim için depresyon içinde geçti. Mutlu Serdar yoktu o yarıda. Mutlu görünen Serdar vardı. Hatta biraz sinir bozucuydu. Bunları anlatmayacağım;zira hep yetersiz kaldım anlatmaya. Bu yıl da bir ton hatalı soru, bir ton insafsız hoca vardı. Artık uğraşmak bile istemedim. Sadece etkilenen arkadaşlarıma üzüldüm.


Şimdiyse artık o yakada duran dandik vesikalık fotoğrafımın bulunduğu, altında "Stj. Dr." yazılı kartı almaya hak kazandım blog. Artık 1 yıldan beri kitaplığımda tozlanan kutusunda inc gibi saklanan steteskopumu kutusundan çıkarmanın zamanı geldi. Eylül'de 4. sınıfıma başlıyorum.

Şu an ise yaz tatilimin keyfini çıkarıyorum. Günlerim yatmak, dizi, kitap ve diyet-spor ilegeçiyor. İzmir sıcağında yaşamaya çalışıyorum anlayacağın. Pazar günü ise ailecenek - ama öyle anne,baba kardeş ailecenek değil bildiğin teyzeler çoluk combalak filan kalabalık ailecenek- olarak Dikili'ye tatile gidiyorum. Orada internetim olmayacağından yazamayacağım büyük ihtimal;ama seçim için geleceğimden o zaman yazarım ayrıntıları da çok heyecanlı şeyler olacağını düşünmüyorum. Zira tam istediğim gibi kafa dinlemeceli bir tatil olacak gibime geliyor. Deniz, kum, kitap ve okeyli bir tatil haftası! Daha ne isterim blog :D

Not: Kemik Torbası'nın dizisini de yapmışlar. Vay arkadaş!

1 yorum:

  1. doktorluğun ilk aşaması sayılır yav zaman nasıl geçiyor:)tebrikler serdarcım.her şeyde bir hayır vardır bunlarda kazanılması gerekn deneyimlermi demekki..
    tatilin tadını çıkar.bol bool eğlen.

    YanıtlaSil

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.