2.10.10

Lets begin =)

Selam blog =) Seni olan bitenlerden haberdar etme vakti geldi.

Ankara’ya geldim.Sonunda pazartesi okulum açılıyor. Dolayısla anam,garib anam,çilekeş anam ve ben topladık pılıyı pırtıyı, attık kendimizi yollara da Allahım o ne pılı pırtıymış yaa! İçine benim girip yanıma da iki 5 yaşında çocuk alabileceğim bir bavul! Ekstradan bi de ayakkabıdır,kitaptır için bi çanta bi de laptop çantası. Bavulu hazırlarken gözü dönmüş bizimkilerin; ama acı olan bunu Ankara’ya indiğimizde anlamamız. Peki bunu nasıl anladık? Anlatayım…

Her şey hazırlandı, kapının önüne istiflendi. O koca bavulu otobüsle, minibüsle ve bilimum toplu taşıma aracıyla götürmemiz gibi bir seçenek olmadığı için kardeşimin arkadaşı sağ olsun arabayla bıraktı bizi garaja. Böyle olunca pek anlamadık biz tabi ne taşıdığımızı. Garajın yerleri cillop mermer! Çek bavulu tekerlekli tekerlekli. Ooh! Mis…

İşte bindik otobüsümüze yolculuk başladı. Genel olarak iyiydi yolculuğumuz. Yine horlayan vardı; ama bu en azından daha bi insancıldı. Öyle dünyayı yutma çabalarına girişmedi. Sessiz sakin horladı. Ama ben tabii ki de uyuyamadım ve acı gerçek yüzüme çarptı! Otobüste Uyuyamıyordum! 

İlk gidişimizde horlayan var diye uyuyamadığımı sanmıştım. İkinci gidişimde film izlediğim için. Dönüşümde de gündüz olduğu için…ama bu sefer acı gerçekle yüzleştim. Belediye otobüsünde inmeme bir durak kala salya akıta akıta uyuyan, yetmedi üstüne iki perde rüya patlatan ben, şehirlerarası otobüste gözümü kırpamıyordum. Sebebini bilmiyorum; ama öğrenicem azimliyim.

Dediğim gibi Ankara'ya yaklaştıkça 25'lerdeki termometrenin yavaş yavaş 10'lara düşmesinin verdiği huzursuzluk dışında iyiydi işte yolculuğumuz.

Ankara’ya indiğimizde de problem yoktu aslında. Zira oranın garajı da cillop mermer…Amaaa ne zamanki Ankaray'da yapılan anonsu yanlış anlayıp Kızılay'ın son durak olduğunu sanıp Sıhhıye'de indik, işte çilemiz o zaman başladı ve ben bavul doldururken gözümüzün döndüğünü anladım!

Yürüdüğümüz yolu bir ben bilirim blog! Bi de neredeyse su toplayan ellerim! Mermerde bavul sürmeye benzemiyormuş tırtıklı yolda bavul çekmek acı içinde anladım…

Neyse…Çileler çeke çeke geldim yurduma sonunda. Eşyalarımı da yerleştirdim. Ya da yerleştirmeye çalıştım zira o dolap küçük geldi takdir edersiniz ki. Gerçi nasıl etçeksiniz görmeden. Ama güvenin bana küçük işte.
Onun dışında oda arkadaşlarım çok iyi =) Biri Çanakkale'den, biri de Kütahya'dan. İkisi de eczacılık okuyor. Hemen kaynaştık sayılır. Dün akşam film filan izledik abur cubur eşliğinde ki bugünkü planımız da bu. Yarın Pazar nasılsa aman sabahlar olmasın =)

Pazartesi ise büyük gün. Beyaz Önlük Giyme törenim var =) Bu işin güzel yanı. Ondan önceki konuşma silsilesi ise… işte o da çekilmez yanı ama naaparsınız tıp aşkı…Gülü seven dikenine katlanır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.