8.12.14

Öğleden Sonra Yazısı

Bir soğuk Ankara günüden daha merhaba sevgili okuyan. Hatırladınız mı bilmiyorum ama buralara yazıyordum ben bir aralar. Hatırlamadıysanız da sizi suçlayacak değilim zira ben dahi unutmuş durumdayım yazmayı emin olun. Halbuki deseniz ki bana "Serdar söyle bakalım nasıl kafanı boşaltırsın? Neler yaparsın boş zamanlarında?" yanıtım "Yazarım." olurdu genelde; ama artık neredeyse böyle bir cevabı vermeye korkuyorum. Ar ediyorum demeye resmen; çünkü "Hani ne yazdın, göster." deseler kalırım karşılarında günışığında kalmış baykuş gibi.

Hayır hayatım çok dolu bik bik gibi bir söylenmeye de hakkım yok. Pediatri bitti, biteli de çok oldu üstelik. Neyse ki stajdan geçtim, kalmadım çok şükür. Üzerine de hatta pediatrinin seçmelisi "Çocuk Acil"i dahi yaptım 2 hafta. O kadar da meşgul değildim; ama işte olmayınca olmuyor yani yazmadım. Üşengeçlik başa bela tabi...

Neyse şu aralar kadın doğum stajımın tadını çıkarıyorum sevgili okuyan. 2 ay pediatrinin yoğunluğunun ardından kadın doğum stajı adeta bir tatil gibi doğdu hayatıma. Kadın doğumcular iyi insanlar olduklarından boş takılmamıza izin veriyorlar Allahtan. Hem de baya veriyorlar! Günde kaç film bitirdiğimi ben unuttum yemin ederim. Yeni yeni yönetmenlere filan dadandın. Filmografilerini izlemeden bırakmıyorum o derece. Kitaplar desen aldı başını gidiyor. Diyete devam ediyorum. Sene başından beri "Çok zayıflamışsın Serdar." cümlesini daha da duymak istiyorum. Dış görünüş için kilo vermiyorum; daha çok diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklar için gerekli risk faktörlerini taşıdığımdan aslında başladım ama görünümüme katkısını da yadsımayacağım sonuçta. İnsan mutlu hissediyor kendini.

Şu aralar işaret dili eğitimi alıyorum. Tabi tamamını öğrenmek ne yazık ki şu sıra benim için pek mümkün görünmüyor ama en azından kendi mesleğim açısından ileride işitme engelli bir hastam olursa en azından kendisiyle küçük bir iletişim içinde olmak isterim diye düşündüm. Hocamız dünya tatlısı bir adam. Kendisinin de belli bir miktar işitme kaybı var; ancak iletişim yeteneği çok iyi. Onun sayesinde işitme engellilerin bakış açısına aşina olmaya, onlar gibi görmeye başladık gibime geliyor. Mesela işitme engelli çoğu vatandaş yeri geldiğinde iletişim kuramadığı için doktora dahi gitmiyormuş söylediğine göre ve bu beni çok üzdü. Bu alandaki eksikliklerden, yanlışlardan bahsetti. Tabi ki hemen hepsi devlet düzenlemelerine bağlı hata ve yanlışlar ancak toplum olarak da masum değiliz ne yazık ki.

Geçen ders bir şey oldu ve çok hoşuma gitti aslında bu. Hocamız bir ülkenin işaret dilindeki adını hatırlayamadı ve çıkardı telefonunu 3G görüntülü olarak arkadaşını aradı ve işaret dili ile anlaşarak kelimeyi öğrendi. O kadar güzel geldi ki bu bana. Düşünsenize teknoloji ile bu kadar büyük bir engel artık engel olmaktan çıkıyor. 3G öncesi tabi ki SMS kullandıklarını hatta SMS kullanılmasının daha iyi olduğundan bahsetti hocamız. Böylece işaret dili dışında kısıtlı kelime haznesine sahip işitme engelli vatandaşlarımızın SMS'le en azından kelime haznelerini geliştirdiklerini vs. söyledi; bir yerde katılmadan edemedim ancak görüntülü bir şekilde jest ve mimiklerle ve kendimi ifade edebildiğim işaret dilim varken SMS'in de beni kısıtlayacağını düşündüm onların yerine koyarak kendimi. O yüzden bunun yararlı mı zararlı mı olduğu konusunda biraz da nötr kaldım diyebilirim.

Artık yavaş yavaş kullanmaya başladık. Hafif hafif iletişim koyabiliyoruz; ama tabi ileri seviyede değil. Tabi ev arkadaşımın da aynı eğitimi alması pratik yapma şansıma ağır bir katkı sağlıyor itiraf etmem gerekirse. Umarım bu temel olur ve ileride ilerletebilirim.

Haftaya yurtdışına staja gitmek için girmemiz gereken TurkMSIC sınavı var. İngilizce ve tıp bölümlerinden sorular yapmamız gerekiyor. Kendime güvenmiyorum pek ama yine de bir şansımı deneyeceğim. Belki yazın Romanya'ya filan giderim. Tabi yine de ihtimal vermiyorum; düşünmenin kimseye zararı olmaz diye düşünüyorum. Bakalım haftaya nasıl bir sınav bekleyecek bizi. O zamana kadar da azıcık İngilizce bakayım diyorum. Lisede yabancı dilinin Almanca olması ve hazırlık da okumamak açıkçası korkutuyor insanı sonuçta. Umarım iyi geçer.

Geçmezse de çok da önemli değil. Çay içerim geçer. :D




2 yorum:

  1. Süpermiş Serdar ya..işaret dilini öğrenmene bayıldım.Sen benim favori doktorum İsmail hocam gibi bir doktor olacaksın belli öyle bir adamki hastalarının rahatı ve onlarla kurduğu iletişim herşeyden önce gelir.Türkiyede öyle az bulunan bişey ki..
    Kendine güven sen yine de herşey inanmakla başlıyor..
    Başarılar şimdiden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Milena. Elimden geleni yapıyorum diyelim =)

      Sil

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.