25.7.10

Büyüyünce Olacağım Adam

6. sınıftaydım. İlk dersimizdi ve onun dersiydi. İçeri öyle bir girdi ki, zaten ortaokulun heyecanı üzerinde olan bizler pustuk kaldık öyle. Diğerlerini bilmem ama ben etkilenmiştim. Yok; öyle süper mini giymiş,sarışın, afet-i devran bir insan girmedi kapıdan.Çantasıyla,takım elbisesiyle 40'larında bir adamdı kendisi.
 Kesinlikle otoritesi vardı; ama öyle kızma ile filan değil.Saygıyla kazanırdı otoritesini. Öğrencinin önünde ceketini ilikler, "Günaydın." derdi. Bizden izin almadan ceketini çıkarmazdı. İlk günden kafamdaki örnek insan kontenjanını doldurdu.
Sınavları zor muydu? Bana göre hayır değildi, başkalarına göre ise hayvan gibi zordu! Dilbilgisine önem verirdi, ama onu kullanmamızı isterdi. Sadece okulla sınırlı kalmamızı istemezdi, hayatta kullanılmayan bilginin bilgi olmadığını söylerdi ki her insanın konuştuğunda anlatım bozukluğu bulma huyum buradan kalmadır.Allahtan artık kontrol edebiliyorum.
"Söz uçar;yazı kalırdı." ona göre. Bana her bir şeyi yazmayı o öğretti sayılır ki şu yaşıma kadarki notlarımın yapı taşını oluşturur bu özelliğim.
"Güzel Yazı" diye bir dersimize de girerdi. Divit-hokka-yazı defteri üçlüsü hayatımda dersle ilgili nefret ettiğim ilk şeylerdi.Yapamazdım zira o illet şeyi!!Yazamazdım onun gibi. Onun yazısıysa anlatılmaz yaşanırdı.
 Kargı getirmiştim okula sırf onun gibi, o kadar güzel yazabilmek için arkadaşlarla.Üşenmedi, oturdu masaya hepsini oydu bizim için. Z uç,T uç, düz uç filan... Ama ben artık pes ettim tabii. İçimde cevher yoktu bir kere; ama o etmedi tabii. Mürekkep lekeli olan defterime sırf çaba sarffettiğim için çakardı sözlü notunu en iyisinden.
Akıl almaz bir atasözü-deyim dağarcığı vardı. İki saat konuşmak yerine bir atasözü çakardı. Biz dumur! Bir okul gezisinde bir atasözüyle g*t etmişliği vardır ki beni, sormayın içim acır anlatmaya.
Okulun kütüphanesini adam eden kendisiydi. O güne kadar yatanların yeri olan kütüphane kolu en aktif dönemini yaşadı onunla. O tozlu kitapları bile numaranlandırmak eğlenceliydi.
Her derste anılarıyla,hikayelerle mest ederdi bizi. Nefret edenler de vardı tabii. Daha çok derse kafası basmayan, sözlü notu vermediğinden yakınan güruh; ama bilmezlerdi ki sözlü notunu gram hakkedecek davranışta bulunmadıklarını. Sınavları işte onlara zordu. Kompozisyon sorardı -ki kendisi kompozisyon kelimesinden nefret eder- ama öyle böyle değil. Bir söz verirdi veya bir resim. Yaz bakalım...Artık o sınav stresi mi diyeyim ne diyeyim... 20 dk. boş boş kağıda bakardım. Kalemim kağıda ilk harfi attığındaysa dökülürdü sözcükler...10dk'da biterdi yazı. Geri kalan 10 dk'da da dilbilgisineydi.
Son sınıfta, Yazarlar ve Şairler Kulübünü kurdu ki bu sınavlarda keşfettiği yetenekleri oraya topladı ve sizi temin ederim harika kalemler vardı orada. Ki yaşımızı düşünürsek...Neyse sene sonunda kitap bile çıkardık kendi aramızda, hala açar bakarım neler yazdık diye...
Bu yazma alışkanlığım da oradan kaldı zağar. Yazmanın inceliklerini öğretirdi bize. Plan filan da biz pek uymazdık o ayrı. Başlığın ilgi çekici olmasına çok önem verirdi. "Başlık yazının kendisi gibidir." derdi. Haklıydı  da...
Bizim mezuniyetimizle emekli oldu. Şimdi bizim buralarda oturuyor.Görüyorum arada. Hala en çok sevdiğim,öğrencisine saygısı en fazla olan öğretmen gözümde.
İşte benim ortaokul Türkçe öğretmenim.Mehmet Akif  Keskin...

Not: Farkettiyseniz yazım hatası en az olan yazımdır.Ben, şahsen samimiyeti yok ettiğini düşünüyorum; ama onu anlatırken, yazım ve noktalamaya dikkat edeyim dedim.

3 yorum:

  1. @Rebecca...Hakkaten de öyleydi =)

    YanıtlaSil
  2. Kendine güven dedi önceleri gerisi gelir ... elime ne zaman kalemi alsam aklıma ilk yazdığım yazı gelir..Ürkek ve çekingen bir edayla başlarım yazıyı yazmaya, paragraf başı dedim mi gerisini planlasam bile tutmaz zaten ... Aslında geleceğe çok büyük bir yatırım yaptı kendisi onu asla unutturmayacak bir eser bıraktı bize . benim bir kitabım var diyebiliyorum ,elime alıp ilk sayfasını açmaya çalışırken ne kadar minnet duyduğumu ilk defa kelimelerle ifade edemiyorummm ..

    YanıtlaSil

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.