4.7.10

Kahve Bahane,Sohbet Şapşahane!!

Ve bir pazar daha tarihin tozlu sayfalarına karıştı...
Sabah gayet sıradan bir pazar olarak başlamıştı aslında.Gerçi tüm gün sıradandı ama neyse...
Ablamın yumurtalı patatesinin kokusuyla uyandım.Tabi uyanmamla tüm güne ait güzel duygularım yerle bir oldu.Çünkü geçen yazımı okuyanlar farkkedecektir ki bugünkü planım mutfağa dalmaktı;ancak engin planlarım ablam tarafından talan edildi."Üçümüz(kardeşim de var)oturma odasına dalcaz ."dedi. Anam! Bi sevindim bi sevindim. O mutfağa tek dalmaktansa,oturma odasına 3 kişi dalmak daha bi mantıklı olduğundan elbete bu sevincim;ama ben nerden biliiim İzmir sıcağının beni derbeder edeceğini! Tek başıma mutfak temizlemiş kadar oldum.
Bir oda bi de iki balkon 3 saat tuttu!! 3 kişi hem de! Hayır öyle sabancı malikanesinden bozma bi yer de değil ama...bilmiyorum,sıcağa vurdum artık...
Ablamı işe gönderdikten sonra rahatladık tabi.Yapacağım bi tek perde takmak kalmıştı -ki en nefret ettiğim eylemlerdendir- Onun dışında bütün gün boştuk kardeşimle ben.Biz de en iyi bildiğimiz şeyi yaptık. TV'nin önünde malak gibi yattık!
Akşama doğru bi arkadaşımızın Amerika'dan geldiğini öğrendik. Direkt konsey toplandı tabi. Ayarlandı her şey ve biz Kordon'a aktık.
Tam da akmadık aslında .Önce Peksimet( yani sanırım adı buydu)'te yemek yedik; ama yemez olaydık. Yani sen git o kadar yemek arasında en küçük porsiyonlu olanı bul! Aç kaldım ; ama yemek güzeldi. Salata söyleyen arkadaşıma ise kafam kadar porisyonda hem de üstü mücverli bişi gelince salata söylemediğime pişman oldum =S
Ordan çıkıp Tansaş'a girdik. Tabi Kordon'u "Nereye gitçez?"lerle turladıktan sonra. Aldıklarımız; Tabloren( EVET TABLOREN BENİM İÇİN!! O KADAR!!), bebek maması (şeftalili),Gofret...
Ordan yine bir Kordon turundan sonra Kahve Diyarı'nda karar kıldık. Şunu söyleyeyim. O çikolata kaplı kahve çekirdekleri: SİZE TAPIYORUM!! Adınıza tarikat bile kurabilirim.
Bi de içtiğim en iyi filtre kahveydi, orada içtim. Bilmiyorum daha iyisi çıkar mı...
Kahvenin yanında gelen kaşık şeklindeki bitter çikolata da takdirimi kazandı. Ama kahveden önemlisi, o buram buram kahve kokusunun altındaki  muhabbetti ve eminim dünyanın en iyi kahvesi bile o muhabbet olmadan içine kahve atılmış sudan ileri gidemez bence.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.