9.7.10

En Çok Eğlendiğim Gün Volume 1

Saat 4'e 10 vardı! Ve ben otobüse bindim. Hayır,5 dakikadır beklemiyorum ben o kahrolasıca otobüsü. Bildiğin 45 dakkadır ayakta dikilerekten o otobüs durağıyla bütünleştim. Hayır, arkadaşa da söylemişim bak ben buna bincem diye,ileride de o binicek hep beraber mutlu mesut gidicez;ama yok olur mu! Neyde şansım yaver gitti ki bunda gitsin. Hayır,anayola yürüsem arkadaşın beni bulamaması gibi bi sorun var.Telefonun da mesaj ayarları bozulmuş mu! Hobeleyyy...Dünya'yla iletişimim kesildi. Biz Avea 5000 sms olmadan önce naapıomuşuz,bilmiyorum valla.
Neyse geldi sonunda lanet şey de bindim. Yolun ilerleyen kilometrelerinde de salak salak jestlerle duraktaki arkadaşımın ilgisini çekip aldım onu da otobüse,yanıbaşıma. İkimiz de siniriz;çünkü 5te buluşacağımız yere saatin 5'buçuk olmasına rağmen,bırak ulaşmayı daha yolun yarısındayız.
Neyse ki arakadaşlarla buluştuk ve Ece'ciğimin o sıcacık hareketleriyle unuttuk eshota dair tüm sinirimizi =)
Oradan geleneksel bir Kıbrıs Şehitliği turu attıktan sonra tabii ki de nereye gideceğimizi karar veremedik. Ama Güneş abimiz de pek bi yakıcı olduğundan oturduk Üsküdar Çaycısına...
İzmir'in sembolü olan bir yerde neden Üsküdar çaycısı var onu hala anlamış değilim;ancak soğuk içeceklerimizin yanındaki o sohbetimiz görülmeye değerdi. Aman sabahlar olmasın =)
Kahkahalarımız havalarda uçuşur,düşmanları çatıp çatım çatlatırkene arkadaşımızın mezuniyetini,diğer arkadaşımızın da aslında 3 yıl önce aldığı ehliyetini kutladık. Aman işte bahane olsun =D
Çevirdiğimiz tavlayı 1-1 tadında bırakaraktan burger'ın yolunu tuttuk. Damn fast food!!!
Lanet olsun ki diyet bozuldu,gitti,toz oldu,uf oldu sayın okuyucu. O güzelim king chickena eşlik eden ranch sarmısaklı mayonezle el ele verip benim yanlardaki simitlerde balayına çıktılar.İçtiğim resmi orta boy cola ile arkadaştan arakladığım gayriresmii büyük boy koladan ise haber alamadım. Kim bilir nereyi löpür löpür yağ yapçaklar.
Yanlız Burger'da sanırım karnın da doymasıyla olası kahkaha sayısı üçe beşe katlandı. Bunda,indiğimiz mahzen gibi yerin duvar dibinden orada kimse olmamasına rağmen üçer beşer çıkan insanların geldiği yeri merak etmememiz etkili oldu tabii.Zira Ece'yle o mahzen gibi yerin dibindeki oyun alanına bakıp gelme bahanemizin talihsiz bir biçimde yetersiz kalacağını tahmin edemedik. Rezil olduk bir grup ergene! Hele ki benim cümleyi duysanız gözleriniz yaşarır: " Hmm,oyun topu yokmuş burada.Tüh, çok da severdim!" Ve ben bittim...Ama hala çözemedik insanların geldiği yeri. Şüphelerimiz var: Acaba Kıbrıs Şehitli'ğindeki Burger, uzaylı üssü mü?? Araştırmalarımız sürecek...Bitiriciiim onları!
Daha sonra New York hayalleri başgösterdi ki foto da görülen kellemin ardındaki amerika görüntülerinin bunda etkisi var.
Daha sonra da kayış koptu zaten. Fotoğraf makinesi ortaya çıktı bi kere. Durulur mu! O mahzen gibi yerin ıssızlığından yararlanaraktan türlü türlü şaklabanlıklar yaptık ki emin olun hayatımda hiç bu kadar gülmemiştim ben. 4 kişiydik biz;ama kahkalarımız 30 kişilikti.
Burger'dan çıkarkense gördüğümüz insanın kız mı erkek olduğunu anlamadım. Bizim yaşlarda kısa saçlıydı ama kızı da andırıypdu ve bunu tam da düşünürken meğer 4ümüzün de aynı şeyi düşündüğümüz anlaşıldı ve bi posta da orada koptuk =)
Her şeyi konuştuk bugün.Terkedilenler,terkedenler,gelecek,amerika,tıp,matematik,New York,Adam Sandler,dandik ilişkiler,aldatma,erkeklere sövdüler,kızlara sövdük,güldük...çok güldük...Gözlerimiz yaşardı...
Oradan çıkıp Kordon'da Güneşi yakalamaca oynadık.Tabi salaklığımız üstümüzdeydi sanırım. Adam, sen gidip otuz metre öteden fotoğraf çekmeye çalışçağına deniz kıyısına gitsene! Di mi! Benim ki güzel oldu gibi ama arkadaşın biraz aralık kaldı eli.Amaaan salla, sanki gören gerçekten tuttuğumu sanıyo da...Ne farkeder...
Sonra kıçımızın yeterince ıslandığına karar verdikten sonra Kahve Diyarı'nda aldık soluğu. Şurada belirttiğim gibi o kahveler yine masaya geldi. Evet,ciddi ciddi gizli örgüt kurup kahve çekirdekleriyle ayin yapıcam...
Sonra kahvelerimiz geldi ki yemin ederim geçen içtiğim normal filtre kahveyle Yemen kahvesinin hiç bi farkı yoktu;ama öküz diiliz ya sustuk paşa paşa içtik.
O güzelim dakikalarımız mahveden demeyeyim de gölgeleyen iki şey oldu.Buradan onlara sesleniyorum.
1-) O güzel kırmızı doğanla Kordon'un önünden "Bak,benim öküz gibi ses sistemim var" dercesine bangır bangır geçen apaçi arkadaşım; sana sesleniyorum.Kes şunu yapmayı! Hayır biraz dikkat çekmek,azıcık bakışı üstünde hissetmek için binlerce küfür yemeye değmez ki kendimden biliyorum saydırdım sana ne yalan söliim!
2-) Yan masamızda oturan ecnebiilerin "double date" dedikleri çifte buluşmaya çıkmış emme basma tulumba arkadaşlarım. Gidin lutfen o mırçınızı evde yapın! Masalarımız arasında 10 cm varken o dillerin kavuşması midemi bulandırdı.Lütfen etrafa saygı,sevgi!

Oradan kalkınca da bilmem farkettiniz mi ama kesin etmişsinizdir;çünkü farkkedilmeyecek kadar küçük şeyler de diiller- İzmir'in dört bir yanında tasarım harikası inekler var.
Evet,itiraf ediyorum. Kıbrıs Şehitli'ğindeli Limon İnek! Onu evime götürmek istedim! Harika bişi yaa! Kimin aklına geldiğine bakmadım ama aklına gelenin iyi ki gelmiş. Bi de Cumhuriyet Meydanı'nın orada kahve fincanında yüzen inek.Sana ulaşmak için o kadar çile çektik;ama değdi.
Otobüsten seni görüp ilerideki durakta inelim dedik ama biz ne bilelim durağın zibilyon km ileride olacağını.
Ece'nin yürüyelim fikrini bertaraaf edip."Ne kızım,binelim tersine giden bi otobüse" Şeklindeki o harikulade fikri ortaya attım.Atmaz olaydım! Ben nereden bileyim 361'in en yakın durağının Behçet Uz hastahanesi olacağını! Hobaleyyy! Bi de oradan geri yürümek çıktı mı sana! Saat de yaklaşıyo 12ye. Lan otobüsü kaçıracaz derken kendimizi Çankaya'nın ıssız sokaklarında "Koş Lola Koş" filmivari bi yapılanma içinde bulduk. Ama değdi...Yani fotolara bakarsanız siz söyleyin değmiş mi diye =D
Sonuç olarak bugün en çok eğlendiğim günler listesine yukarı sıralardan giriş yaptı...Devamı da gelecek...

Şimdi ,günün içinden kareler var aşağıda =) Seviyorum ki ben onları yaaa =)


Şu yukarıdaki sahne çekilirken canımız çıktı.Gülmeden dur bi di mi!

Bu da koppuşlarımızdan bir kare...



Lİmoooooonnnnn!!!! Hastayım o limon ineğe!!


Ahanda kahvedeki inek! =)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.