20.5.10

Harry Potter Hakkında Kısa(!) Bir Yazı



Ne zamandır yazmak istiyordum şu konuda, bugüne kısmetmiş. Yazının amacını açıklayayım önce de sonra siz istediğinizi çıkarabilirsiniz yazıdan. Ya da dur, en son söyleyeyim de bari yazıyı okuyun.
Neyse, Harry Potter konumuz. Onun yanlış anlaşılmışlıkları hakkında yazıyorum bu yazıyı. Tabi şu yazının yazılmasındaki, bir insanın benim Harry Potter hayranı olduğumu öğrendiğinde yüzüne yerleştirdiği; “Hıh!”, gülümsemesinin ardından gelen, ”Çocuk romanı be o!”,”Ne yani sen sihre inanıyo musun şimdi?”, ”Aa, ben öyle dünyada popüler olan şeyleri sevmiyorum.” Şeklindeki çıkışlarının sinir bozucu etkisini de göz ardı etmemek gerek. Zira artık gına gelmekle beraber,”hııı, evet çocuk romanı işte, n’aparsın hayal dünyası.”şeklindeki geçiştirmeler de kar etmeyince yazdım bu yazıyı. Ben dökeyim içimi de  sonra desin millet çocuk romanı.
Öncelikle şunu bir bilin de başınız belaya girmesin. Asla, ama asla bir Harry Potter kitap bilginine filmlerin süper olduğunu söylemeyin! Pişman olursunuz. Hayır kendimden biliyorum. Deneyen var, iki saat başlarını şişirdim.Yapmayın,yazık size.
İki; 1. kitabı çöpe atın! Ama olaylardan filan değil. Çeviri bakımından. Zira ben hayatımda bu kadar devrik cümleli bir kitap görmedim. Bi süre sonra sıkıyor.Ama onu unutmayın lazım olacak ;)
Şimdi başlayalım. Ne anlatır bu yedi kitap size? Bir çocuğun, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulundaki maceraları? Çıh! Değil işte.
Millet bi tutturdu da gidiyor. Hayır arkadaşım, o değil işte. Oku 7 kitabı da bak bakalım ne anlatıyor.
Bu kitap ölüm korkusunun insana neler yaptırabileceğinin bi göstergesi arkadaşlar. Saf kötülüğün anlatımı… Öyle silah yapayım milleti öldüreyim kötülüğü değil bu. En akla gelmeyecek kötülük. Kendi ‘ruhuna’(gerçek anlamda) yaptığın kötülük. Ve bunun için engel tanımamak. İşkencenin sınırları zorlanır yer yer. Merhametsizliğin sınırı yoktur. En yakının yoktur bu kitabın kötü karakterinde. Kendi anne babasından tut soyunu öldürecek bir tutku, kibir içindedir. Göz yaşlarının bir önemi yoktur. Zayıflıkların önemi yoktur.Melezlerin önemi yoktur. Ve bunu yapanın da aslında bir melez olması da ayrı bir ironidir kitap içinde.
Ve bu kötülükle savaşabilecek tek silah vardır:Sevgi….
Klişe gelebilir.Aman,denebilir.O kadar mı yani?Ama öyle değildir.kendini düşünmeden feda etmektir tek silah sevdiklerini kurtarmak için.Ölümün bilinmezliğinin yüreklere saldığı o korkudan doğan kötülüğe karşı durmanın tek yoludur sevgi.
Ailenin, yanında olmasa bile, olmasıdır yanında.Arkadaşlarının kardeşten öteye geçebileceğini anlatır kitap.
Diğer yandan hırsın, gücün yanlış ellerde neler doğurabileceğini anlatır kitap bize.Ve bu sınırsız gücü elinin tersiyle itebilme iradesini.Kendi dünyevi zevkleriniz için fedakarlıklar yapmayı. Çoğunluğun iyiliği için çalışarak azınlığı yerle bir ettiğini görememenin neler doğuracağını anlatır.
Bilgeliğin, bilginin hayattaki en büyük güç olduğunu anlatır.Bilginin nasıl kullanılacağına verilen kararları anlatır.Seçimlerimizi anlatır.Seçimlerimizin bizi biz yaptığını anlatır.Harry ile yapar bunu Ron ile yapar. Zekanın önünde kimsenin duramayacağını görürüz Hemione’de. Cesaretin,pervasızlıkla birleştiğinde neler getirdiğini anlatır kitap bize.
Sevdiklerini kaybetmen acısını yaşatır size. Yeri gelince hüngür hüngür ağlatır.Yeri gelince de kahkaha krizine sokar bu kitap.
Onun dışında merak ediyorum kaç tane seri vardır ki piyasada 7 kitabını da oturmuş masaya iki saatte yazmış da kalkmış derecesinde ayrıntıları kullanabilen yazar elinden çıksın.hani atmıştık ya çöpe 1. kitabı.Alın onu elinize,ne kadar -ölümcül denecek kadar- önemli ayrıntılar içerdiğini.Ağzınızı en ama en akla gelmeyecek hatta çok çok önemsiz ayrıntıların ölümcül bir ustalıkla kullanabildiğini görün.
Bir de okul tarafı var tabii. Evet bir okul var ve seninkinden benimkinden farksız. Sadece dersler biraz değişik diyelim, ki kitabın en zevkli yanlarıdır kendisi. Sende kimya var,orda İksir. Sende biyoloji var onlarda Sihirli Yaratıkların Bakımı, sende matematik var orda Aritmansi, Tılsım, Sihir Tarihi, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma, Kehanet…Sınavlar var,dersten kaçma bahaneleri var. Keşke bizde de olsa dedirten Kusturtan Pastiller, aman haa sakın olmasın dedirten Kopya-Karşı tüy kalemler. Bizde SBS var onlarda SBD(Sıradan Büyücülük Düzeyi), biz de YGS-LYS var onlarda FYBS(Feci Yorucu Büyücülük Sınavı), bakanlıkları var, hastaneleri var.Futbolları yok ama Quidditchleri var. Dünya Kupaları bile var! Var da var.
Dünyamız içinde bi dünya var. Ve o dünyadaki Muggle’lar(sihir dışı insanlar) bile bunun farkında değilse ( ADAMLAR SİHİR YAPIYO!!!) biz niye olalım ki? Belki birçok kez gördün ama sana Hafıza Büyüsü yaptılar. Bilemezsin…Bilmek de istemezsin zaten.Neyse konudan uzaklaştık.
Diyeceğim o ki “O çocuk romanı yaa.” deyip geçme. Kadın milyar dolarları vurdu ya! Dünya onu okuyorsa vardır bi hikmeti. Aç  bi oku adam gibi, dikkatli oku. Bak bakalım çocuk romanı mıymış?
Son olarak 7. kitabın başındaki bir şiirle sonlandırıyorum.

Tanrılara Sunulacak İçki Taşıyanlar

Ah soyun içinde çoğalan azap,
 ölümün kulak tırmalayan çığlığı
  ve damarı vuran inme,
   kimsenin durduramadığı kanama,keder,
hiç bir insanın taşıyamayacağı lanet.

Fakat bir şifa var bu ailede,
          dışarıda değil hayır,
   başkalarından değil,onlardan gelecek,
 onların kanlı çatışmasından.Size şarkılar söylüyoruz,
toprağın altındaki karanlık tanrılar.

Duyun şimdi,yeraltının mutlu güçleri-
 çağrıya cevap verin,yardım gönderin.
Çocukları kutsayın,onlara şimdi zafer bahşedin.

1 yorum:

  1. kesinlikle haklısın çok güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil

...

.....

...

...

Yorumlar....

Yorum.